Depresyon

Depresyon “çökkünlük” anlamına gelen bir kelimedir ve çoğu kez bir hastalık anlamı ile kullanılmaktadır. Depresyon, yaygın olarak görülen, işlevselliği bozan, kişinin hayatında olumsuzluklara ve tedavi edilmezse önemli kayıplara ve başka sağlık sorunlarına ,intihara neden olabilen ,ruhsal çöküntü ile giden bir duygudurum bozukluğudur. Toplumda %8-10 aralığında görülür ve kadınlarda daha sıktır.

      Günlük yaşantılarımızda hemen hepimiz zaman zaman üzgün, moralsiz, karamsar olabiliriz ancak bu çoğu kez gelip geçicidir, koşullar değişip olumlu gidişat olduğunda azalır, düzelir, ve benlik saygısı etkilenmez. Depresyon hastalığı‘nda ise belirtiler en az iki hafta boyunca, hemen her gün, günün hemen tamamında vardır ve belirtiler şunlardır : Çökkün  duygudurum, hoşnutsuzluk, yaşamdan eskisi gibi zevk alamama, özgüvende azalma, enerji kaybı, ilgisini yitirme, içe kapanma, cinsel istekte azalma, kişisel bakımda bozulmalar, iştahta değişiklikler ve uyku bozuklukları gibi bedensel belirtiler, iş, uğraş veya mesleki işlevsellikte düşüş, çaresizlik, hiçbir şeyin değişmeyeceğine dair umutsuzluk, ölüm düşünceleri,intihar düşünceleri. Ağır depresyonların bir kısmında hezeyan, halüsinasyon belirtilerinin olduğu klinik tablolar da görülebilir. Tanı koymak için bu  belirtilerin hepsinin olması gerekmez.      

       Hastalığın ortaya çıkmasında genetik, biyolojik faktörler, stres ve çevresel faktörlerin payları olduğu düşünülmektedir. Neden ne olursa olsun beyindeki kimyasal iletimde rol alan maddelerde bir dengesizlik söz konusudur.     

      Depresyon, belirtilerin şiddetine göre  majör(ağır), orta, hafif depresyon olarak tanımlanır .Bu belirtileri kişi kendinde farkedebileceği gibi başkalarınca da gözlemlenebilir halde olabilir. Farkındalığı olsa da tedavi için ilk adımı atmakta hasta zorlanabilir. Bu durumda aile, arkadaş gibi yakın çevrenin desteği oldukça önemlidir. Bilinmelidir ki depresyon tekrar edebilir ancak tedavi edilebilir de bir hastalıktır. Psikoterapi ve/veya ilaç tedavisi yüz güldürücüdür. Ayaktan tedavi edilemeyen ve intihar riski yüksek hastalarda yatış gerekir.